NASIL KURALDIŞI OLUNUR?

Bir uçak içerisinde bir noktadan diğerine emniyetli bir seyahat gerçekleştirmek üzere yer almış olan yolculardan herhangi birinin, uçağın, mürettebatın ya da yolcuların güvenliğini tehlikeye atan hareketlerde bulunmasıyla ortaya çıkan yolcu profili kuraldışı & yıkıcı yolcu olarak tanımlanmaktadır.

Kuraldışı yolcu tanımı uçak içerisinde geçerli olan ulusal, uluslararası ve havayolu talimatlarına uymamak, uçak demirbaşlarına zarar vermek, mürettebatın görevini yapmasına engel olmak, sözlü ya da fiziksel saldırıda bulunmak, cinsel taciz gibi uçuş güvenliğini tehdit eden ve kurallara aykırı davranmakta ısrar eden yolcular için geçerlidir.  Bu yolcuların tutum ve davranışları uluslararası mevzuatlarda tehdit düzeyleri esas alınarak sınıflandırılmışlardır. Sınıflandırılma kuraldışı yolcu davranışlarının seviyesine göre mürettebatın davranış tarzını belirlemiştir. Tehdit düzeyleri belirlenirken amaç uçuş emniyeti olduğundan kuraldışı yolculara olan davranış usulleri de uçuş emniyetini ne oranda tehlikeye attığına göre belirlenmiştir. Örneğin sözlü bir taciz tehdit düzeyi 1 olarak belirlenmişken kokpite girmekte ısrarlı olan bir yolcu tehdit düzeyi 4 olarak belirlenmiştir. Otoriteler bu sınıflandırmayı belirlerken kuraldışı davranışları basit bir suçtan en ağır suça doğru artan bir eğriyle değerlendirmişlerdir.

Uçakta kuraldışı yolcu olarak tanımlanmak herkesin başına gelebilir mi? Güvenli bir yolculuk için bir havayolunu tercih eden sıradan insanlar için kuraldışı olmak sıra dışı bir şey gibi görünse de bazı durumlar kişilerin farkında olmadan kuraldışı yolcu olma potansiyelini taşımaktadır. Alkol, uyuşturucu maddeler, psikosomatik ilaç kullananlar kuraldışı olmaya yüksek oranda yatkın kişilerdir. Ancak dışarıdan anlaşılması güç olan başka etkenler de insan fizyolojisini kuraldışı olmaya meyilli yapabilir. Uzmanlar, Hipoglisemi ya da diyabet hastaları, sigara içme isteğinde olanlar, Alzheimer hastaları, yüksek dozda ilaç kullananlar, yüksek adrenalin ya da agresyonu olanlar, cinsel davranışa temayül edenler ya da röntgencilik eğiliminde olanların bu potansiyele sahip olduklarını söylerler. Bu guruba felçli ya da beyin tümörü olan kişileri de ekliyorlar çünkü bu kişilerin hareketlerini kontrol edemediklerinden bu tarz davranışlar gösterebildiklerini belirtiyorlar. Cinsel taciz: fordculuk, fedofili eğiliminde olanlar yahut havayolu şirketinin reklamlarında vermiş olduğu yanlış mesajlardan dolayı kabin ekibi hakkında yanlış izlenime kapılanlar cinsel davranışlara meyil edebiliyorlar.   Bunların yanı sıra uçağa gelene dek hizmet eksiklikleri yaşamış yolcular, uçuş korkusu olanlar kuraldışı olma konusunda gizli bir potansiyele sahip olabilirler. Stres altında öfke patlamaları yaşayan yolcular asıl sebep sevdiklerinden ayrılmak ya da uzun süren güvenlik kontrolleri ve bagaj kayıt işlemleri iken uçağa geçtikten sonra basit bir sebepten öfke ya da şiddet gösterebiliyor.

Kişilerdeki potansiyeli tetikleyen unsurlar incelendiğinde ortaya çıkan en çarpıcı veri bulunulan ortam olmuş: Kabin… Kabinde yaşanılan fizyolojik değişiklikler güzel başlayan bir uçuşu kuraldışı yolcu olarak tamamlayabilmemiz için oldukça uygun… Basınçlandırılmış bir kabin, suni atmosfer, basıncın düşük seviyeden yükselmesinden dolayı kandaki oksijen seviyesinin düşmesi, oksijen miktarının dalgalanmasından ötürü gelişmeye başlayan hipoksi etkisi. Kandaki oksijen miktarının artmasıyla soğuk algınlığı, migren, kas yorgunluğu olan kişilerde sıkıntıya yol açan kulak ağrısı ve benzeri semptomların oluşması. Doymuş oksijen seviyelerinin kanda azalması ve gaz genişlemesi. Dar mekân, kuru hava, motor gürültüsü, yetersiz oksijen depresyon, muhakeme yeteneğinin azalmasına ve anksiyeteye sebep olmaktadır. Korku ve endişe duygusu kişileri alkole yöneltir. Alkol alımı arttıkça dokularda oksijen azalmakta, nefes alma yetkinliği de alkol kullandıkça azalmaktadır. Stres, anksiyete, alkol ve ilaç kullanımı yolcuların cinselliğe duyduğu isteği arttırabiliyor. Korku ve endişe yaşayan insanlar rahatlama isteği duyarlar. Uzmanlar, insanlardaki rahatlama isteğinin ilk etkisinin cinsellik olduğunu ifade ediyorlar. Uçak korkusunun yolcularda fiziksel ve ruhsal yakınlık ile temas hissiyatı oluşturduğu da yadsınmamalı. Diğer insanları tanımamak ve onları bir daha görmeyecek olmak, risk almayı kolaylaştıran etkenlerdendir. Uçuşun insan fizyolojisi üzerindeki olumsuz etkileriyle yolcuların uçağa binmeden önce yaşadıkları duygusal yoğunluk, jet lag etkisi, yorgunluk, kullandıkları ilaçlar saldırgan davranışların oluşmasında etkili olmaktadır.

Yolcular tüm kuralları biliyor olsalar risk alma hususunda düşünebilirler. Ancak bilmiyorlar. Saldırgan davranışları tetikleyen unsurlar genellikle uçakta geçerli olan kuralların kişilere tebliğ edilmesidir. Kurallara uymayan kişilerin kabin ekibi tarafından ikaz edilmeleri kuraldışı davranışları tetikleyebilir. Bu hatırlatmalar ya da uyarılar yapılırken kabin ekibinin tutumu olayın tırmanmamasına sağlayacak şekilde olmalıdır. Öfkenin birden çok nedeni olabileceği de unutulmamalıdır. Uçuşun hangi safhasında olunduğu da kuraldışı davranışların açığa çıkmasında önemli bir rol oynar. Yaşanan örnekler kıtalararası uçuşlarda daha sık kuraldışı&yıkıcı yolcu profili ile karşılaşıldığını gösterir. Agresyonunu kontrol edemeyen kişiler normalden çok farklı davranışlar sergileyebilirler. Uçak inişe geçtiği sırada tuvaleti kullanmak isteyen bir yolcuya kendi emniyeti için oturmasını söylendiğinde ve tuvaleti kullanmasına müsaade edilmediğinde o yolcu kabin memurunu iterek zarar verebilir ya da tuvaletini kabine yapabilir…  Oysa yolcunun saldırganlığının sebebi uçağın kalkışını takiben ilk 30 dakikada baskın olmaya başlayan gaz genişlemesidir…

Kuraldışı yolcular, davranışlarının birçoğunu olaydan sonra hatırlamamaktadırlar. Kendilerine anlatıldığında ya da varsa kamera kaydı izlettirildiğinde kendilerinin böyle bir şey yaptığına inanamadığını ifade ettikleri örnekler mevcuttur. Teröristler dışında kalan diğer kuraldışı yolcuların saldırganlığa meyil göstermeleri için uçuş psikolojisi ve fizyolojisi başlı başına neden iken, kaynağı ne olursa olsun hiçbir nedenin uçuş emniyetini riske atma lüksünün olmadığı kamuoyuna anlatılmalıdır.

Bir uçak içerisinde meydana gelen herhangi bir saldırı çok sayıda insanın can emniyetini tehlikeye atacağından uçakta kurallara uygun davranılmasının önemi konusu başta medya özellikle havacılık programları olmak üzere her platformda işlenmelidir. Suç’u caydırıcı hale getirmek için “Kuraldışı&Yıkıcı Yolcu” tanımının ivedilikle yasamızda yer alması da önem arz etmektedir. Temelde her yolcu zamanında ve emniyetli bir şekilde varmak istediği yere gitmeyi hedefler. Fakat biletini satın alırken sınırsız özgürlük ve gayrimeşru olma yetkisi satın almadığını bilmeyebilir. Bu bilincin oluşması için sivil havacılık otoriteleri, havayolları, sivil toplum kuruluşları ve medya sorumluluk alarak harekete geçmelidir.

 

Leave a Reply